Opr. Dr. Allahverdiyeva, rahim ağzı kanseri taramasının servikal sitoloji (Pap testi) ve HPV testi içerdiğini belirtti. HPV enfeksiyonunun rahim ağzı kanserine neden olabileceğini ve bazı HPV türlerinin diğer kanserlerle ilişkilendirildiğini açıkladı.
HPV tiplerinin çoğunlukla cinsel yolla bulaştığını belirten Allahverdiyeva, HPV enfeksiyonlarının çoğu zaman belirti göstermediğini ve bağışıklık sistemi tarafından çoğunlukla temizlendiğini söyledi. Ancak bazı kadınlarda HPV’nin kalıcı olabileceğini ve yüksek riskli HPV tiplerinin daha ciddi değişikliklere yol açabileceğini vurguladı.
Rahim ağzı kanser taramasının, yüksek dereceli değişiklikleri kansere dönüşmeden önce tespit edebileceğini belirten Allahverdiyeva, taramanın Pap testi, HPV testi veya her ikisini içerdiğini ifade etti. Testler genellikle hızlı ve basit bir şekilde yapılmakta olup, laboratuvara gönderilen örneklerde anormal hücreler ve HPV varlığı incelenmektedir.
Anormal bir tarama sonucunun kanser anlamına gelmediğini belirten Allahverdiyeva, çoğu zaman servikal hücre değişikliklerinin kendi kendine normale döndüğünü söyledi. Ek testlerin yapılması gerektiğini ve yüksek dereceli değişikliklerin tespit edilmesi durumunda cerrahi tedavilerin uygulanabileceğini ifade etti.
21 yaşından itibaren taramaya başlanması gerektiğini belirten Allahverdiyeva, 21-29 yaş arası kadınların her 3 yılda bir Pap testi yaptırmasını, 30-65 yaş arası kadınların ise her 5 yılda bir Pap ve HPV testini veya 3 yılda bir sadece Pap testini yaptırmasını önerdi. Risk olmayan hastalar için tarama takibinin 65 yaşından sonra bırakılabileceğini açıkladı.
Test sonuçlarının her zaman doğru olmayabileceğini belirten Allahverdiyeva, yanlış pozitif ve yanlış negatif sonuçların olabileceğini söyledi. Test öncesinde hijyen ve cinsel ilişkiden kaçınılması gerektiğini vurgulayarak, rahim ağzı kanser taramasının hayat kurtarıcı olduğunu ifade etti.
SON DAKİKA
4 saat önceKÜLTÜR VE SANAT
5 saat önceGÜNDEM
1 gün önceSPOR
1 gün önceSON DAKİKA
1 gün önceDÜNYA
1 gün önceSON DAKİKA
1 gün önce