Skolyoz, omurganın anormal bir şekilde sağa ya da sola eğilmesi durumudur ve genellikle büyüme çağındaki çocukları etkiler. Erken tanı sayesinde skolyozun ilerlemesi durdurulabilir ve ameliyat gerektiren durumlar önlenebilir.
Gözlemlemenin önemi
Doç. Dr. Büyükşireci, skolyozun özellikle 9-17 yaş aralığındaki çocuklar için ciddi bir sağlık problemi olduğunu ve erken tanı ile kozmetik sorunlar, bel-sırt ağrıları ve kalp-akciğer sorunlarının önüne geçilebileceğini vurguluyor. Ailelerin çocuklarını skolyoz belirtileri açısından gözlemlemeleri gerektiğini söyleyen Dr. Büyükşireci, omuz ya da kalça yüksekliğinde asimetri, omurgada eğrilik ya da öne eğilme sırasında sırtta hörgüç oluşumu gibi belirtilerin skolyozun işaretçisi olabileceğini vurguladı.
Skolyoz tanısı için fizik muayenenin yanı sıra skolyoz röntgeni kullanıldığını ifade eden Dr. Büyükşireci, röntgende “cobb açısı” adı verilen eğrilik açısının 10 derecenin üzerinde olmasının skolyozu işaret ettiğinin altını çizdi.
‘’Cerrahi müdahale gerekebilir’’
Skolyoz tedavisinde erken tanının önemine değinen Dr. Büyükşireci: “Skolyoz tedavisinde izlenen 3 temel yol vardır: Eğrilik açısı 20 derecenin altında olan bireylerde düzenli gözlem ve skolyoza özel egzersizler (örneğin, schroth egzersizleri) uygulanır. Eğrilik açısı 20-40 derece arasında ise korse tedavisi önerilir. Bu yöntemlerle skolyozun ilerlemesi durdurulabilir ve ameliyatsız tedavi sağlanabilir. Ancak eğrilik açısı 45-50 derecenin üzerinde olan vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir,” dedi. Dr. Büyükşireci, erken tanının çocukların büyüme evresini sağlıklı bir şekilde tamamlamalarını sağladığını ve ameliyat ihtimalini azalttığını belirterek, ailelerin çocuklarının büyüme ve gelişim dönemlerinde skolyoz belirtilerine karşı dikkatli olmaları gerektiğini belirtti.
GÜNDEM
Az önceBİLİM & TEKNOLOJİ
Az önceULAŞIM
Az önceHAYAT
Az önceASAYİŞ
Az önceEKONOMİ
Az önceBİLİM & TEKNOLOJİ
Az önce