TOBB - Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey verilerine göre, Türkiye'de iflas eden şirket sayısı, Ekim 2024’te 2531 iken, Kasım’da 2733 oldu. Her yıl Aralık verilerinde yaklaşık yüzde 40’lık bir artış olduğu öngörülürse, şimdilik 2023 Aralık’ta olan iflas rekoru, 2024 Aralık’ta kırılmış olacak.

Piyasaya baktığımızda bazı sektörlerin dönemsel olarak parladığını ve bu alanlara adeta sermaye yağdığını görürüz. Pek çok alanda başı çeken köklü ve eski firmalar varken, zaman zaman değişen ekonomik koşullarla yatırımcıların iştahını kabartan durumlar oluşabiliyor. Bir bakmışsınız herkes o sektöre yatırım yapmak için sıraya girmiş.

Buraya kadar sorun yok; sermaye, kar görülen alanlara akabilir, isteyen istediği konuda istediği yatırımı yapabilir. Sıkıntı; Böyle dönemlerde sıfırdan kurulan yeni yatırımların özellikle sektör doygunluğa ulaştıktan sonra ayakta kalamamaları; Nasıl bir yol izleyeceklerini bilemeyip, iflas ve şirket kapanmalarına varan sonuçlarla baş başa kalmaları; Borçla kurulan şirketlerin, sermayelerini üretken bir yatırıma dönüştürememesi…

Peki büyük umutlarla ve motivasyonla işe girişen bu yatırımcılar neyi kaçırıyor? Nerede yanlış yapıyor?

Son yıllarda hızla yatırımcı alan teknoloji alanı ile oldukça popüler olan sağlıklı yaşam ve organik beslenme konusunda ürün geliştiren bir girişimden bahsetmek istiyorum, Juicero.  Tek bir tuşa basarak taze meyve suyu sıkabileceğiniz, internet bağlantılı bir meyve suyu cihazı üretmeyi hedefleyen firma, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir girişimdi. İnovasyon yatırımlarının yoğun olduğu Silikon Vadisi’nde faaliyet gösteriyordu. Pazara hızlı bir giriş yaptı. Ürünün fiyatı ilk etapta 700 dolar olarak belirlendi, ardından 400 dolara indirildi.

Yani girişime başlanırken doğru fiyatlama yapılamamıştı. Cihaz, yalnızca şirketin özel olarak sattığı meyve suyu poşetlerini sıkabiliyordu. Ancak poşetlerin cihaz olmadan da sıkılabildiği anlaşıldı.

Ürünün gereksiz pahalı olması ve fiyat istikrarının yakalanaması, pratikte yenilik getirilememesi, ABD gibi büyük bir pazarda bile beklenen başarıyı yakalayamamasına neden oldu. Şirket, başka pazarlara açılma fırsatı bulamadan iflas etti.

Bu örnek, doğru fiyatlandırma, pazar analizi ve ürünün gerçekten bir sorunu çözüp çözmediğini test etmenin önemini vurgular. Yatırım kararı alınmadan önce, sektör hakkında derinlemesine bir pazar araştırması yapılmalı (Swot analizi), beklentiler ve rakipler iyice araştırılmalı. Yoksa gözden kaçırılan herhangi bir konuda, beklenmedik bir gol yiyebilirsiniz

Sonuç olarak, aceleci davranmamak, sabırla, titiz bir araştırma süreci geçirmek, tecrübeli paydaşlar edinmek, riskleri azaltan üretim modelleri belirlemek ve önümüzü görerek gitmek adına uzun vadeye dayanıklı bir sermaye yapısı oluşturmak, işin anahtarı gibi görünüyor.

EMEL ARIMAN